Aralık 25, 2017

Ceza - Med Cezir


                                                

Şair olmak isteyen bir gezgin, yaşama hevesi kalmamış bir bezgin, bezirgânın önde gideni zengin.
Dengi kalmamış ki kiminin, engin denizde lodosa yakalanan bir gemicinin yaşamı hep çetin.
Metanetin de sınırı var beyim, kimisinin mutluluğu bir resim, kimisininki dört mevsim.
Kelebeğin ömrüne bedel bir geleceğin getirecek hediyesi nedir ki bilemedim, vay hâline elekte elenenin.
Hayata ağlamakla başlayan bu insanoğlu gördü geleceği, bir dilim ekmeğin sonunda bedelinin de alınacak olması gibi düşünenin.
Düşenin de dostu olmamış ki batanın olsun, müttefik de belli değil ittifak da.
Mutlak mücadele kazanmak, zafere koşmak, yenilince ağlamak, yenmek için hile yapmak.
Her sonuçta pay kapmak dünya kuralı olmuş, taştan bozma kalplerse hep kanla dolmuş.

Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, gökkuşağındaki bir rengim ben.

Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, yağmur sonrası güneşim ben.

Zamanda yolculuk beyinde meşgul edebilir fakat objektif olmaz.
Zararı yoktur yararı olmadığı gibi.
Benliğinde kaybedilen her şey, benliğinle kaybedilen her şey hesap masasında olabilir.
Yalnızken utanma, aç kalbini, gir topluma, göster haydi kendini ve buradayım de.
Savaşı kaybetme, yürüme -geriye- dönme, bak ve ileriye ilerle.
Hisset, deliğe düşme, dönme deliye, karaya boyanan adamın boynuna ilmeği geçiren cellata biçare lanet.
Hayalet olana dek beklemek mi gerek acep?
Çarkı dönmemiş ki feleğin gözünün yaşına baksın, gözümün yaşını alsın.
Kanımı, canımı alsın ancak canımı yakmasın.
Azap çeken gönüllere, kül olan tüm kalplere yağmur yağsın.
Kalp dağlayan tüm eller kalpleriyle dağlansın, kalp karalayanlar yansın.
Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, gökkuşağındaki bir rengim ben.

Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, yağmur sonrası güneşim ben.

Koşturmak boş durmaktan iyidir, boş durmak boş koşmaktan yararlı, hoş tutmak gönlü yas tutmaktan çok zormuş.
Yaşlanmak, her dökülen yaprağın arkasından ağlamak gibidir, hayattan erken emeklilik seçim değildir, kadere bağlıdır, yazgıdır, hayat ince bir çizgi, narin bir çalgıdır.
Yüzlerce yıl emek veren insanın hasat zamanı ölü torunları mıdır?
Her güne yeni umutlarla açılan gözler, yalanlarla ağlatılan gözler, dolanlarla aldatılan gözler, bir güzel sözle güler.
Akıtılan her damla ter yok oluşu engeller.
Negatif değillerse, art niyetli değillerse eğer bu böyle devam eder.
Dilediğim her şey olmuyor, çabalar bazen çok nafile.
Nargilenin dumanına benzer hayallerim, sadece beni zehirler ve uçup gider.
Kafileler gibidir insanlar bazen seni seyreder giderler.
Herkes kendine paha biçmiş, bende karşılıksız bir çek.
Emeklerim dostluktan yana ama olmuyor, anneme sordum niçin böyle ama baktım o da ağlıyor....

Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, gökkuşağındaki bir rengim ben.

Kanadımı kırdılar uçamadım anne, savaşa soktular koşturdum.
Kalbini açamayan herkesin aklına eğriyi doğruyu ben soktum.
Sonbaharda dökülen yapraktım, ilkbaharda geri geldim ben.
Aileme, dostuma selamlar olsun, yağmur sonrası güneşim ben.



Albüm: Med-Cezir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder